11 Kasım 2008 Salı

Beze para yetiştiremiyorsanız bebeğinizi "Tİ" ye alın...

Geçtiğimiz hafta şuradan Okuduğum haberi sizinle paylaşmak istedim sizde Çocuk bezine para yetiştiremiyorum artıkdiyorsanız bu yazıyı okuyun deriim : )

Annelerin çocuk yetiştirmede en zorlandıkları konulardan biri tuvalet eğitimidir. Dört, üç yaşına kadar bezlenen bir çocuğu bu alışkanlığından vazgeçirmek ise hem bebek hem de anne için çok zorlu bir süreç.

Anneleri bilemeyiz ama babalar çocuk bezine harcadıkları paralardan mutlaka şikâyetçidir. Bir bebeğin en az, biz diyelim 4 siz deyin 5 yıl altının bezlenmesi şart.


Yeni doğan bir bebeğin günde 5 ila 6 bez harcadığını düşünürsek varın siz hesaplayın ödeyeceğimiz para miktarını…

Peki bu uzun yıllara yayılmış büyük para miktarını ödememe şansımız yok mu? Var. Hayır kastettiğimiz eskiden anneannelerimizin yâda annelerimizin yaptığı gibi değil. Kolay bir yöntemle, hem de çocuğunuzla alışılmışın dışında bir iletişim kurarak. Hem paradan kurtulabilir, hem de çocuğunuzu daha ilk aylarından itibaren eğitmeye, geliştirmeye başlayabilirsiniz?

Nasıl mı? “Bezsiz Bebek” Kitabını okuyarak. Nesil Yayınlarından yayınladığı Christine Gross-Loh’a ait çeviri kitaptan, Avrupa ve Amerika’da hayli yaygın olan “DiaperFreeBaby” adıyla organize bir hareket haline de gelen “Tİ” yöntemini öğrenerek, çocuğunuzu da kendinizi de bez sorunundan kurtarabilirsiniz. "Çocuk Bezine Para Vermek İstemiyorsanız Okuyun" diyor yayıncılar.

Şayet bu iddia inandırıcı gelmiyor yâ da “çok zordur uğraşması” diyorsanız aşağıda verdiğimiz, kitapta yer alan bölümü okumanızı öneririz.

Bir bebeğin tükettiği bez oranı ve maliyeti düşünülecek olursa, denemeye, ilgilenmeye, öğrenmeye değer bir yöntem…

İşte “Bezsiz Bebek”ten bir bölüm…

Bir bebeği tuvalete veya lazımlığa oturtmak aklınızın ucundan bile geçmez. Çünkü günümüzde “bir bebeğin tuvaletini beze yapmasından daha doğal ne olabilir ki” düşüncesi hâkimdir.

Bebeklerin fıtratında doğdukları andan itibaren temiz olmak vardır. Bu yüzden küçük veya büyük tuvaletlerini beze yapmaya koşullanmamışlardır. Ama hazır bezler bağlana bağlana bebekler ve çocuklar bir süre sonra tuvalet ihtiyacının beze yapıldığını öğrenirler. Bu durumda ebeveynlerin karşısına iki süreç çıkar. Önce bebek, tuvaletini beze yapmaya alışır, daha sonra ise ondan bu alışkanlığı terk etmesi istenir. Bez yerine tuvaleti kullanması beklenir. Oysa bebekler, doğuştan sahip oldukları bedensel farkındalıklarını hiçbir zaman kaybetmek zorunda değiller. Bu farkındalık muhafaza edilerek bebek, tuvaletini beze değil, lazımlığa veya klozete yapabilir. Hayal edin. Ona eğitmeye ve alıştırmaya yönelik herhangi bir çaba sarf etmeden, zorlamadan, hoşgörü içinde tuvaleti kullanmayı öğretiyorsunuz. Bunu gerçekleştirmek hiç de zor değil.

Tuvalet ihtiyacı, tıpkı yeme, içime ve uyuma gibi doğuştan gelir. Bebekler veya çocuklar konuşamasalar da ihtiyaçlarını belli ederler. Yemek, uyku, ilgi gibi taleplerini nasıl belli ediyorlarsa tuvalet ihtiyaçları için de bazı işaretler verirler. Önemli olan bu ihtiyaçları ve işaretleri anlayabilmektir.

YANLIŞ FİKİRLER VE YANILGILAR

Bazı insanlar, ufaklıklarımın çok küçük yaşta iç çamaşırı ile dolaştığını duyduklarında tepki gösterdiler. Çoğu insanın ilgisini çekmesine ve bu durum onları şaşırtmasına rağmen çoğu kez Tİ’nin kendi aileleri için uygulanabilir olup olmayacağı konusunda şüpheliydiler. Aşağıda, ebeveynlerin, Tİ yaşam tarzının kendileri için işe yaramayacağını düşünmelerine sebep olan en önemli nedenleri sıraladım.

1. “Bu yöntemin çocuğu değil, ebeveyni eğitmek olduğunu düşünüyorum.”
Tİ uygulayıcıları bunu çok duyar. Eğer bebeğinizin ne zaman acıktığını veya uykusu geldiğini söyleyebilmeyi öğrenmeyi, “eğitilmek” olarak kastediyorsanız cevabımız “Evet” olacaktır. Bebeğinizin, tuvalete çıkma ihtiyacında verdiği işaretleri okuyabilmeyi öğrenmek, ebeveyn eğitimi olarak kabul edilebilir. Buna rağmen bunun tamamıyla eğitmek hakkında olmadığını vurgulamayı tercih ediyorum. Tİ, yaşça büyük bir çocuğa, tuvaleti kullandırmak üzere verdiğiniz, bir tuvalet eğitim şekli değildir. Basit bir ihtiyaca cevap vermek yoluyla, gözünüzden bile sakındığınız bebeğinizle iletişimi başlatıp dengeyi tutturmaktır. Bu yolda “eğitilmekte” olumsuz bir şey yoktur. Her şeyin ötesinde “eğitime” odaklanmanın bizi Tİ yönteminin, gerçekten bahsettiği şeyden uzaklaştırdığını fark edin. Tİ, sonuç (hiç kimseye ihtiyacı kalmayacak şekilde tuvaleti kullanmayı öğrenen bir çocuğa sahip olmak) ile çok fazla alâkalı değildir. O, iletişim süreciyle ilgilidir.

2. “Çocuğum büyüdüğünde buna kendiliğinden alışması daha kolay olmaz mı?”
Elbette, tüm çocuklar yürüme çağı veya okul öncesi döneme geldikçe tuvalet yapmakta bağımsız hale gelirler. Bu dönemde kendi başlarına tuvalete gitmeyi başardıkları için hem memnun olduklarına hem de öz saygılarının geliştiğine şahit olursunuz. Bunu görmek mükemmel bir şeydir. Fakat Tİ yönteminin uygulandığı bebekler, bundan çok daha önce vücutlarını tanıyarak tamamıyla bağımsız olma fırsatına sahip olurlar ve sadece bez bağımlısı olmayan çocuklar için tuvalete geçiş, çoğu kez daha problemsizdir. Sekiz aylık bir bebeğin, tuvaleti kullanması gerektiğine dair verdiği işareti gördüğünüzde veya bir yaşındaki bir çocuğun lazımlığa doğru koşuşuna şahit olduğunuzda ve tüm bu süreç boyunca onu kendi iradesini kullanmaktan aldığı hazzı gözlemlediğinizde, Tİ yöntemi uygulanan çocukların, eşsiz bir duygu olan kendi kendine yetme becerisini ve kendini bilip anlama yetisini kazanacağına şüpheniz kalmayacaktır.

3. “Evimin her köşesinde pislik görmek istemiyorum. Batı toplumunda Tİ yöntemini uygulamak zor değil mi?
Bazı ebeveynler, geçici olarak halıları çıkarmak, muhtemelen Tİ uygulamasını, tek bir odada bulundukları zaman uygulamak gibi evlerinde birtakım değişiklikler yapacaklar. İlk öğrenme dönemi fazla uzun sürmez. Bebeğiniz ve siz iletişim kurmayı öğrendikçe muhtemelen baş etmek zorunda kalacağınız çok daha az kaçırmanız olacaktır. Bunun yanında, bir çocuğa, geleneksel yöntemlerle tuvalet eğitimi verecek olursanız muhtemelen kaçırmalarınız olacaktır. Eğer daha rahat etmenize yardımcı olacaksa bezleri yedek olarak; hatta tam zamanlı kullanabileceğinizi unutmayın. Birçok ebeveyn Tİ yöntemini tamamen terk etmeden uyguluyor.

4. “Tİ yöntemi –sürekli çocuğunuzun etrafında dolanıp tuvalete çıkmasını (küçük veya büyük tuvaletini yapmasını) beklemek - garip değil mi?”
Çocuğun etrafında dolaşmak konusunda şunu söyleyebilirim; çoğu ebeveyn yeni doğan bebekleriyle zaten yakın temas halindedir. Tİ yöntemini kullanan ebeveynlerin, tüm zamanlarını bir sonraki küçük veya büyük tuvaleti beklemekle geçirdiği düşüncesi bir yanlış anlamadır. Ebeveynler; tıpkı bebeklerinin yeme ve uyuma ihtiyaçlarını algıladıkları gibi tuvalete çıkma işaretlerini de çabucak kaparlar. Tüm zamanlarını bu konu hakkında düşünerek geçirmelerine gerek yoktur. Ayrıca ebeveynler Tİ yöntemli bebeklerini, küçük ve büyük tuvaletini aynı anda yapmaya başlayarak bezli bebeklerden daha az sıklıkta ihtiyaç giderdiklerine şahit olu¬yor¬lar.
Muhakkak Tİ yöntemini hareketli bir bebek üzerinde uygulayabileceğiniz yeni yöntemler mevcuttur. Eğer emekleyen, etrafı araştıran, yaşça büyük bir bebeğiniz varsa ne kadar uğraşırsanız uğraşın, onu yakınınızda tutmak zor olabilir. Fakat bebekle iletişim içinde olmanın verdiği bir getiri, ben başka bir odada olsam bile –çoğu Tİ uygulayıcısı ebeveynde olduğu gibi– onun tuvalete çıkmak zorunda olduğunu bilebiliyorum. Tİ yolculuğu sırasında, böyle bir bilinç kazanacaksınız.

5. “Bebeğim tuvalet ihtiyacını niçin ifade etmek zorunda olsun ki? O sadece bir bebek! Onun bez kullanmasına ve rahat olmasına neden izin veremiyorum?”
Bebeğinizin, kendi bezini kirletmemek bilincine sahip bir fıtratta doğduğunun farkına vardıkça onun kendi fıtrî kabiliyetlerinin dışında bir şeyi ifade etmeye veya yapmaya zorlanmadığını anlayacaksınız. Aslında bir bebeğin tuvaletini yapmak için verdiği işaretleri görmezden gelmekle ondan fıtrî kabiliyetini kullanmamasını ve bunun yerine muhtemelen hoş karşılamayacağı bir şeye katlanmasını istiyoruz. Tİ yöntemli bebekler, tuvalete gitmekte o kadar rahattırlar ki çoğu kez bunu başarırlar. Bu da bir bebeği Tİ uygulamasına başlatmakla ondan bir şey talep etmediğimizin açık bir göstergesidir. Bununla birlikte, bir bebek için bezsiz dolaşmaktan daha rahat ve kolay ne olabilir?

6. “Bakılacak büyük çocuklarım da var.”
Büyük çocuklar ilginin azalmasına alışkındırlar. Siz bir bebeği beslerken ve altını değiştiriyorken bile yanlarında bulunabileceğinizi çabucak öğrenirler. Yaşça büyük erkek ve kız kardeşler, kendilerinden yaşça daha küçük kardeşleriyle ebeveynlerinden daha fazla iletişim kurabilirler. Daha sezgisel olabilmektedirler. Birçok kez, ben izleyemediğim zamanlarda, Benjamin’in, henüz bebek olan kardeşi Daniel’in tuvalete gitmesi gerektiğini bana haber verdiğini hatırlıyorum. Erkek kardeşler ve kız kardeşler dahi mükemmel modeldir; bebekler kendi kardeşlerinin tuvaleti kullanışını izlemek yoluyla çok şey öğrenirler. Siz ve Tİ uygulamalı bebeğiniz arasında sağlamış olduğunuz gelişmiş iletişim şekli nasılsa çocuklarınızın birbiri ile sağlayacağı iletişim de öyle olacaktır.

7. “Ev dışında çalışıyorum.”
Tİ iletişim hakkındadır ve herkes bir çocuk ile iletişim kurmayı öğrenebilir. Eğer eşiniz, akrabalarınız veya bakıcınız, anlamadıkları için Tİ yöntemini denemekte isteksizlerse onlara biraz zaman verin. Bebeğiniz, büyüdükçe bakıcısı ile nasıl iletişim kuracağını çözebilir. Bebeğiniz, sadece sizin yanınızdayken Tİ yöntemli hale geliyorsa bu da iyi sayılır; tıpkı bebeklerin hem meme hem de biberonu birlikte kullanmayı öğrenebilmesi gibi bezlerden lazımlığa geçiş de çok kolay olabilir.

8. “Aşırı bunaldım.”
Tİ yöntemi, yarı zamanlı uygulanabilir; tıpkı benim Daniel’e bebekliği döneminde yaptığım gibi. O zamanlar, amacım sadece uyanık olmaktı ve Daniel’e bedensel farkındalığını koruması amacı ile tuvaletini yaptığında altını değiştirmek, (zamanında lazımlığa oturtamasam bile) bilfiil her tuvalet ihtiyacının farkında olmak ve Tİ’nin önemini vurgulayamadığım zamanlarda da bu yöntemi uygulamaktı. En can alıcı nokta, iletişime odaklanmaktır; asıl iş olan çocuğunuzu zamanında “yakalamak” konusu, iletişim kurmak ve çocuğunuzun ne yaptığını fark etmekten daha az önemlidir. İnsanlara, genellikle bunu günde sadece yarım saat denemelerini tavsiye ederim; bebeğinizi alt açma pedinin veya kumaş bezin üzerinde altına bir şey bağlamadan, çıplak olarak durmasına izin verin. Veya bebeğinizi banyo yaptırmadan önce, lazımlığa oturtun ve bunu eğlenceli bir alışkanlık haline getirin. Tİ, yarı zamanlı olarak devam edilse bile kalıcı, güzel bir tecrübe haline gelir.

9. “Şehirde yaşıyoruz” veya “Devamlı hareket halindeyiz.”
Elbette şehirde yaşayan bir Tİ uygulayıcısı olmanın zorlukları vardır; fakat kolaylıkları da bulunmaktadır. Sadece alışmanız gerekiyor. Bebek bezi çantanıza, son derece hafif plastik bir kâseyi koymak zor bir mesele değildir; her şeyden önce çok sayıda bez kullanmıyorsanız yeterli derecede yer vardır. Aynı zamanda, bir ebeveynin, bir günün beslenme ve uyku programlamasını serbestçe düzenleyebilmesi gibi, siz de bebeğinizin tuvalete çıkma işaretlerinin farkına vardığınız zaman, evin dışına çıkmak için en uygun anları tespit edebileceksiniz. Çoğu ebeveyn, hayat hareketlendikçe veya dışarı çıktığında, bezlere daha fazla güvendiğini ifade ediyor ve bu da tamamıyla iyi sayılır.

10. “Bu yöntemi denemeye karar vermiştim; fakat hâlen işe yaramıyor -birçok kez kaçırmamız oldu. Henüz bebeğimle iletişimde değilim.”
Tuvalet iletişimi her toplum tarafından uygulanırdı ve herkes birbirine destek vererek birbirine rehberlik ederdi. Günümüzde olduğu kadar yaygın değildi. Şimdi ise başarılı olmak için, internet üzerinden, yerel Bezsiz Bebek destek hattından veya bu konuyla ilgili yazılan kitaplarla destek aramak gereklidir. Zaman zaman cesaretinizin ve hevesinizin kırılması durumu geleneksel tuvalet eğitimi sırasında da görülür. Bu, Tİ yöntemini uygulayan kişiler arasında da yaygındır. Kitap boyunca, her gelişimsel aşamada, çocuğunuzla iletişimin kesildiğini hissettiğiniz zamanlarda, ona nasıl yaklaşacağınızı anlatacağım.

.

8 yorum:

Şekerci Butik dedi ki...

ilginç bir yöntem...doğruluk payı da yok değil hani..

il adımlarını gördüm kuzunun maşallah...kolay gelsin bundan sonra.. :)

sevgiler.

Kuaybe dedi ki...

Ben Yusufcuğu susturmaya çaılşmaktan böyle birşeyi denemeyi hayal bile edemedim başlarda!! Şimdi de çok geç.. Ben diğer gruba giriyorum, önce beze alışıtırıp sonra da onu bırakmaya alıştıranlara :P

Ama şahsi fikrim, pek de uygulanabilir bir yöntem olmadığı.. Çelik gibi sinirleri olması lazım insanın..

уαѕємin... dedi ki...

zor bir dönem Allah herkese kolaylık versin diyorum :))

Sermin dedi ki...

Hepsini okuyamadım ama ben bu yönteme karşıyım çünkü zaten bu çocuğun fizyolojisine aykırı. Çocuğun böbreklerindeki çişini tutmayı sağlayan kasları daha gelişmemişken nasıl ona tutmayı öğreteceksin?

firdevs dedi ki...

3. bir bebegim olursa insaallah , bu yontemi deneyecegim :)

muhammed ilk cocugum , tecrubesizlikten iletisim filan kuramamistim . oysa oglumun tek ihtiyaci sakin bir anne idi . yani kendini guvende hissetmekti . fakat ben surekli aglayan oglumu susturmaya , yara olan gogus acilarimla bas etmeye , yemek , temizlik gibi islere yetismeye calisiyordum . ben panik oldukca oglum agladi ..

2. de daha sakindim . daha tecrubeliydim . en onemlisi bebegime olan sonsuz sevgimi ona hissettire bilmistim .

3. cocukta herseyin daha iyi olacagini dusunuyorum :)

Damla dedi ki...

Benim de Sermin'le aynı nedenden aklıma yatmadı. Bebeğin ihtiyaçlarının çok, zamanın az olduğu o dönemlerde bu efora değer mi bilmiyorum.

AsYa dedi ki...

bende yeni yeni araştırmaya başladım..önce şu meme işini bi bırakalım bu ay sonra çişimizi yapmayı öğrenicez inşallah

AycA dedi ki...

Burada yapılacak olan şey çocuğa çişini tutmayı ya da yapmayı öğretmek değil zira kasları henüz o kadar gelişmiş değil ancak tuvaletin nereye yapıldığını öğretmek,bunu doğal bir süreç olarak tıpkı yemek yemek uyumak gibi normal yaşantı içerisinde tutmak zaten çocuğun bir süre sonra tuvalete yönelmesini sağlıyor. Biz de işe yaradı: oğlum daha 8 aylıktı ben tuvalete girdiğimde benimle beraber girip beziyle kıyafetiyle oturakta oturup beni bekliyordu..yaz geldiğinde ise bezini çıkarttık ve heryere tuvaletini yapma pahasına bunu fark etmesini sağladım..bir süre sonra bezi varken çiş yaptığında yerde aramaya başladı ,ilk başlarda 10 dakikada bir çişini yapıyordu zamanla ve büyüdükçe kasları kuvvetlendikçe daha uzun süreler tutmaya başladı..kakayı fark etmesi daha çabuk oldu şimdi 20,5 aylık ve kakasını bezine yapmaz ya da bezi yoksa etrafa da yapmaz söyler ve tuvalete gideriz beraber çiş konusunda henüz yarım saatte bir ben tutuyorum bazen de söylüyor ama garanti olsun diye tutuyorum ben. Çişi tutma süresi bazen 1 saati buluyor artık..bu yöntemi daha önce bilseydim daha önce başlardım..önemli olan çişini tutmasını sağlamak değil tuvaletin ne olduğunu kavraması dediğim gibi.. bezin rahatlığına alışmadan :)
bir de bunu eğitim adı altında kendimize şartlandırmazsak daha kolay oluyor.
herkese bu süreçte kolay gelsin çünkü başında beri en büyük sabırı bu istiyor..

baby